Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İçimizdeki Cinler ve Meslekleri

İzninizle, sosyolojinin son derece ciddi bir iş olduğunun ve bu konuda ahkam kesme işini bilim insanlarına bırakmanın doğrusu olacağının tamamen bilincinde olarak; kendi toplumum için naçizane bir tespitte bulunmak istiyorum. Biz Türk'lerin içinde, uyandırılıp içinde bulunduğu bünyenin kontrolünü ele geçirmek için sinsi sinsi bekleyen farklı mesleklerden bir çok cin yaşıyor.   Nereden çıktı şimdi bu saçmalık diyenler için, bu teoriyi hiç tanımadığım ya da çok iyi tanıdığım insanların belli durumlarda verdikleri saçma sapan tepkilere uzunca bir süre maruz kaldıktan sonra kendim geliştirdim.  İ çimize kaçmış farklı meslek gruplarından cinlerden kastım şu: " Türk toplumunu oluşturan bireylerin normal olarak nitelendirilen yani, normal gibi davranan, daha da net ifade etmek gerekirse psikiyatristlerin sırasıyla sosyopat, psikopat, nevrotik, psikotik gibi genel zihin bozuklukları terimleri ile  teşhis edilmemiş insanların çok büyük bir kısmında aşağıda detayları ile açıklayaca

Aman Yavrum Sen Uyma Onlara

M.Ö. 21 yüzyılda o zamanlarda  Pamfilya olarak, günümüzde Antalya olarak anılan bölgede  yaşamış antik dönemin halk ozanı İasatus'un, insanın içinde bulunduğu toplumun davranışlarını taklit etmekte hiç zorlanmadığını, aksine girdiği her yeni toplulukta yeni davranışlar geliştirdiğini anlatmak için şu dizeleri yazdığı rivayet edilir. İçimdeki ben devamlı der ki ah keşke vah keşke Eline geçirmiş sanki beni taktığım bir maske Mutluyuz maskemle biz girdiğimiz her mecliste Aslında ben maskeyim yaptığım son teşhiste Doğruyu söylemek gerekirse ben girdiğin her ortama göre maske takma durumunun çağımıza özel bir hastalık olduğunu zannediyordum, eski dönemlerde böyle bir durum olduğunu öğrenince biraz rahatladım. Biliyorsunuz tüm insanlık olarak hepimiz maşallah çok sosyal yaratıklarız. Yeterince zaman ve para bulduğumuz ilk fırsatta ha boyna birileri ile bir şeyler yapmak istiyoruz.  Birlikte yemek yemeyi, oyun oynamayı, spor yapmayı, ağlamayı, gülmeyi, çalışmayı, ibadet et

Yaşamaktan Vaz Geçmeden Önce Okumanız Gereken Gerçek Bir Yaşam Hikayesi

Çok sağlam fiziksel bir travma geçiren bir insanın "hayatta kalmak" ile "yaşamaya devam etmek" arasında kat edebileceği en uzun mesafe ne olabilir sizce ? Bu sorunun yanıtını beraberce aramadan önce kavramlarda anlaşalım. " Hayatta kalmak" başa gelen travmadan kurtulup yaşamaya devam etmek anlamında kullanılan genel geçer bir ifade. "Yaşamaya devam etmek" ise nefes alıp vermekle, Mazlow'un ihtiyaçlar piramitinin tepesinde yer alan kendini gerçekleştirmek deneyimi arasında herkesin kendince yaşamaktan ne anladığına göre çok farklı deneyimlediği hayat dediğimiz hanın iki kapısı arasındaki yolculuğumuzu tanımlamak için yerli yersiz kullandığımız başka bir ifade. Şimdi durumu biraz daha somutlaştıralım. Bir araba karşıdan karşıya geçerken size fena halde çarpsa, hayatta kalma şansınız nedir sizce ? Diyelim ki hayatta kalmayı başardınız, modern tıp sizi ne kadar rehabilite edebilir, ve sonrasında siz hayatınıza ne koşullar altında devam edebi

Harici Hard Disk Hadi'nin Hazin Hikayesi

Hazin olayın başlangıç fitilini, benim gibi her beceriksizin karıştığı pek çok hazin olayda olduğu gibi biraz iyi niyetle, biraz evhamla alınmış bir fikir ateşlemişti. Eşimin babasının büyük bir tutkuyla oluşturduğu inanılmaz derecede ender filmlerin bulunduğu, yönetmenin soyadına ve ait olduğu sinemaya göre adeta bir nakış işler gibi detaylı ve ahenkli tuttuğu dijital film arşivini mutlaka başka bir external hard disk'de yedeklemeliydim. Öyle ya bu external hard disk'lere güven olmazdı, basit bir elektrik kesintisinde bile o güzelim arşiv sadece birlerden ya da sıfırlardan oluşan anlamsız manyetik bir dizine dönüşebilirdi ve bu olayın tetikleyeceği diğer yan olaylar bütün ailede uzun sürecek toplu bir depresyon ayini yaratabilirdi. Zaten elektrik kesilmese bile kayınpederim her an 70'inden sonra dadandığı torrent sitelerinden indirdiği malicious bir dosyanın kurbanı olabilir, -kaldı ki IT security'cilerin gözünde  hepimiz malicous değil miydik-, o devasa arşivi tekrar

Tipik Esnaf Yalanları

Bizim toplumumuzda yalana kişisel bir ürünmüş muamelesi yapılıp, kendimizi bildiğimiz andan itibaren yalandan uzak durmamız gerektiğine dair telkinler verilip durulur.  Yalancının mumu, yalancı çobanın kendisine zerre kadar inanmayan köylülerin yardımlarını esirgedikleri için kurtlara yem olan koyunları gibi metaforlarla da beynimiz henüz  bakir bir tarla iken, yalanın zararlarına karşı yalandan programlanır da programlanır. Tam da bize verilen talimatlara inanıp ütopik yalansız bir dünyaya doğru kendimizi hazırlarken aile içinde sinsi bir pazarlık ortaya çıkar. Yalan hepimizin bu zor hayatla başa çıkabilmemiz için dozunda ve yerinde kullanma hakkımız olan bir araçtır, tek bir şartla kesinlikle ve kesinlike aile içinde yalan söylememeliyizdir. Ailemizden ilk bu sinyali aldığımızda, muhtemelen anne ve babamız bizim hayal gücümüz ve zekamızla artık başa çıkamayacaklarını anlamışlar, hayatımızın her bir saniyesinde yanımızda olmak gibi motivasyonları ve enerjileri olmadığı için de, ev