Ana içeriğe atla

Kraliçenin Odasına Çıplak Ayak Başı Kabak Giren Adam - Micheal Fagan

Londra'ya gidip de, hazır o kadar yolu gitmişken Buckingham Sarayı'nın devasa korkuluklarının önünde resim çektirmeden dönen çok az sayıda Türk vardır. Londra'nın göbeğinde devasa bir yeşil alan silsilesinin ortasında bulunan bu mekanın ulaşımı da pek de kolay değildir. Hyde Park Corner'dan karşıya geçip ortasından vızır vızır trafik geçen devasa parkı büyük bir sabırla yürüyüp kendinizi Kraliçenin sarayının giriş kapısına ulaştırmanız gerekir. 

Bütün bu eziyete ucunda sadece o meshur binanın önünde kadrajına yedi milletten 9  ense 17 dirsek ve birbilerinden farklı açı ve diafram aralıklarında 4 farklı fotoğraf makinesi lensi kaçmış sıkış tepiş bir hatıra fotoğrafı için katlandığını daha sonra anlayacak olan yetişkin bir Türk insanının zihninde aşağıdaki duygu ve düşünceler sırasıyla cereyan eder.




Bir. Dışlanmışlık hissi: Kapının sizi içeri almak için değil hem sınıfsal hem fiziksel olarak dışarıda tutmak için tasarlandığı her halinden bellidir. Özellikle ilk bakışta alttaki resimde bir örneğini göreceğiniz tabela eline ayağına hakim olamayanlar için yerleştirilmiştir sanki, ama bu soğuk binaya kimsenin sızmak gibi bir derdi olmadığı da pek açıktır.

İki. Anlamsızlık: İç ses Türkçe olarak şunları söyler. "Evet, peki, yani, ne var ki şimdi bu sarayda, zaten ziyaret saati de değil. Ziyaret saati olsaydı da duvarlardaki birbirini tekrar eden arogan şövalyelerin, milupa reklamındaki bebeklere benzeyen meleklerin ve ortaçağın suratsız kadınlarının tablolarının önünden iç sıkıntısı içinde koşturarak geçmem için  dünyanın parasını ister şimdi bunlar. Kocaman bir bina işte. Öyle çok fazla mimari bir güzelliği bile yok."

Üç. Sorgulama: "Kraliçe şimdi burada mı yaşıyormuş gerçekten, pencerelerden de birşey görülmüyor ki, içeride midir acaba ?"

Dört. Muhakeme: "Aaa evet William Kate'i şu pencerede öpmüştü. Eveet, kalabalık benim bulunduğum yerin arkasındaydı, oysa şimdi ne kadar da boş ve anlamsız Kate sen yokken buralar. Şimdi burada bir Türkü çığırsam yanımdaki Japon turistler huylanır mı ?"

Dışarıdan son derece suratsız ve soğuk görünen bir dönem üzerinde güneşin batmadığı imparatorluğun ve dünyanın hala en prestijli monarşilerinden birinin başının konutu, muhakkak hem birçok önemli olaya şahitlik etmiş hem de bir o kadar ilginçliklere sahne olmuştur. Özellikle aşağıdaki resimdeki "Bu alan Ciddi Organize Suçlarla ilgili 2005 tarihli Polis yasasına göre korunmaktadır. Bu bölgeye izinsiz girmek suç teşkil eder" yazan tabela bile oraya hiç de boşuna boşuna koyulmamıştır.


Bu uyarının oraya yerleştirilmesinin nedeni olan kahramanımız Micheal Fagan, 1948 doğumlu, çok parlak bir çocukluk geçirmemiş, bu yüzden de erken yaşta evden kaçarak, dekoratörlük ve boyacılık yapan, 4 çocuk babası ingiliz orta sınıfının biraz altlarından sayılabilecek, o dünyayı hayrete düşürecek arsız ve cüretkar kabahatini işlediği günlerde karısı tarafından henüz yeni terkedilmiş gariban az şekerli bir adamcağızdır.

Micheal 1982'nin Haziran'ında rastgele bir sabah ansızın Buckingham sarayının çitlerinden atlar, tahliye borusundan sarayın pencerelerine tırmanır ve bir kat görevlisinin korkmasına neden olarak güvenliği çağırmasına neden olur. Oysa ülkelerinde korumakla görevli oldukları en değerli insanın Kraliçe olduğu İngiliz gizli servisi için yüce Buckingham sarayına densizin birinin sızma ihtimali işgüzar bir saray görevlisinin yanlış alarm vermesinden çok daha düşük bir ihtimaldir ve kimse durumu ciddiye almamıştır.  Halbuki Fagan çatıdaki açık bir pencereden tekrar içeri girer, bulduğu yarım şişe beyaz şarabı henüz kargalar bile kahvaltılarını yapmadılar demez bir güzel kafaya diker yanında da oralarda bulduğu muhtemelen yıllar sonra sarayın yeni gelini Diana'yı kendisine gelin edecek Mısırlı iş adamı el Fayed'in sahibi olduğu Harrod's süpermarket bölümünden alınmış krakerlerden atıştırır, sonrasında Diana'nın o zamanlar bebek olan William'a aldığı oyuncakları sakladığı odaya bir girip çıktıktan sonra, Kraliçe'nin halen içerde mışıl mışıl uyumakta olduğu odasına giriverir. Yolda birkaç alarmı tetikler, ancak bozuk olan alarmlar çalmaz, sadece bir tanesi çalsa da hatalı çaldığı düşünüldüğü için başka bir görevli tarafından kapatılır. Fagan uyuyan Kraliçe'yi bir perdenin arkasına saklanarak izlerken heyecandan olsa gerek biraz fazla kıpırdar, bu sayede yatak odasında davetsiz bir misarifin olduğunu anlamak  ve güvenliğe haber vermek yatağında odasındaki davetsiz misafirle başbaşa kalmış olan zavallı ve savunmasız Kraliçe'ye düşer.

Dehşet halinde yatağından fırlayan Kraliçe davetsiz misarifi zaptetmesi için uşaklarından birini çağırır. Artık Fagan ülkenin en prestijli yatak odasına çıplak ayakla girerek ingiliz kraliyet tarihin en büyük güvenlik fiyaskosunun biraz saf biraz uçuk mimarı olarak tarihe geçmiştir.

İşin garibi o dönemde yaptığı eylem, bugünkü gibi ağırlaştırılmış ulusal güvenlik ve terör suçları sınıfına alınamaz, çünkü yaptığı eylemin yürürlükteki mevzuata göre sadece kabahatler yasasında yeri vardır. Davaya bakan yargıç raliçenin odasına girmeyi, sosyal kabahat menüsünden cazalandırmak zorunda olsa da dahiyane ve vatanperver bir yol bularak Fagan'a içtiği şarap için kimseden izin istemediği için hırsızlık suçunu isnat eder. Yargılama sırasında aklı selimlerin aklına daha iyi bir fikir gelir ve Fagan'ın akıl sağlığının kontrol edilmesi fikri daha ağır basar ve suçlamalar otomatik olarak düşürülür.

Fagan'ın annesi daha sonra verdiği bir röportajda oğlunun tek derdinin Kraliçe'ye merhaba demek ve belki de biraz kişisel problemleri ile ilgili hasbihal etmek olduğuna inandığını söyleyecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atasözü Atanındır

Atasözlerini modernleştirip çağa uydurmanın vaktinin geldiği ve bizim de her canlı gibi kaçınılmaz olarak imamın kayığına binip eninde sonunda ata olacağımız gerçeğinden yola çıkarak ben kendi adıma kolları sıvıyor ve gelecek kuşaklara halis muhlis organik atasözlerimi bırakmaya başlıyorum.  Umarım bu uğraşı Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi macerası ile aynı kaderi paylaşmaz.  Niyetim Türkçe'nin her harfi ile başlayan en az bir giriş yapabilmek. Kimsenin duymadığı, bilmediği, mürekkebi kurumamış atasözleri ve özlü sözler arıyorsanız, doğru yerdesiniz, takip etmeye devam edin.  A. Ağlamayacağın cenazede güneş gözlüğü takma.  Anlamı: Girdiğin topluluklarda sırf şekil olsun diye gereksiz tavırlar içine girme, inandırıcılığını kaybeder, kendini görgüsüz ve  içi dışı bir olmayan insan yerine düşürürsün. Kullanım şekli ve dozajı: Gerekli gereksiz şekle girmeye bayılan eş dost akraba üzerinde yeri geldiğinde tek doz kullanın, baktınız tınlamıyor, tedaviyi ve yüz göz

Başsağlığı Dilerken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Temel Kural

Bu sayfaya yolunuz bir şekilde düştüyse, çok büyük bir ihtimalle baş sağlığı dilemeniz gerekiyor, bu konuyla ilgili kafanız karışık ve yardıma ihtiyacınız var. Beklentinizi karşılar mı bilmem ama aşağıda bu tip durumlarda takip etmeniz gereken temel kuralları listeledim. Bir.   Sakın gaza gelip hiç bir zaman yerine getirmeyeceğiniz vaatlerde bulunmayın.   İnsanlar ne kadar yıkılmış görünseler de, cenazeleri sırasında kendilerine söylenenleri kolay kolay unutmazlar. Yoksa anı kurtarmak için insanları en zayıf oldukları anlarda kandırmaya çalışan bir hödük resmi verirsiniz. Örnek vermek gerekirse "Abi cenaze ne zaman, ona göre ben de geleceğim .." "Evladım sen hiç merak etme artık bizim çocuğumuzsun" "Akşam gelemiyorum, 40'ına kesin gelirim" gibi aslında yerine getirmeyeceğinizi bildiğiniz sırf o an için söylenmesi en kolayı olduğu için sarf edilen vaatlerden uzak durun.  İlla ki karşınızdakine kendinizden birşeyler teklif etmek istiyorsanız, o zam

Finalinde Ters Köşe Yapan En İyi 10 Film

Lafı hiç uzatmadan bazıları çok acımasızca, bazıları da çok zekice şaşırtan ve finalinde izleyici ters köşe yapıp şaşırtan harika filmler, buyurun buradan izleyin. 1. Old Boy   Büyük üstad Park Chan-wook'un sınırları zorlayan eseri. Ben sinemada her şeyi izlerim rahatsız olmam diyenler önden buyursun, ufak bir not, yönetmen kızına ne iş yaptığını çektiği bu filmle anlatamayacağı için I'm a robot but it's OK isimli geyik filmi çevirmek zorunda kalmış.  Old Boy  IMDB puanı 8.4 (180 bin oy) 2.  Incendies .   Eğer Türkçe isimiyle İ çimdeki Yangın'ı henüz izlemediyseniz burnumuzun dibindeki Lübnan'daki insanların kendi komşularının elinden neler çektiğine dair bir fikriniz yok demektir. Film baştan aşağı bir tarih ve insanlık dersi veriyor. Filmin sonu ise izleyicinin yanağı ve kulağını kavrayacak kocaman bir el tarafından sağlam bir tokat yapıştırıyor, siz daha tokatın nereden geldiğini anlamadan da bir güzel tükürüyor, siz de gördükleriniz karşısında ağzı