Ana içeriğe atla

Kayıtlar

geçmiş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Internet'in En Yüksek Duygusal Zekaya Sahip Sitesi

Kişisel meraklarımdan biri, iyi internet sitesi keşfetmektir. Yıllarını internet sektöründe  geçirmiş   bir  insan olarak da web'deki trendleri tespit etme yeteneğime de az çok güvenirim, hatta şu an toplumu yönlendiren bir çok sitenin bebeliğini bilirim dersem yalan olmaz. Internet fenomeni olmuş, Google, Yahoo, Youtube, Yandex gibi siteler hayal gücünün ötesinde alt yapılara ve teknolojiye sahiptirler. Facebook, twitter, skype ise yine devasa teknoloji ve karmaşık alt yapılarını insanlığın iletişim şeklini değiştiren devrimcilerdir aslında. Hepsine helal olsun, şapka çıkartırım karşılarında. Ancak aralarında bir tanesine denk geldim ki, yıllar boyunca daha iyi bir fikirle karşılaştığımı hatırlamıyorum. Site esasında basit bir blog'dan başka birşey değil. Ancak ardındaki fikrin duygusal zekası o kadar derin ki bence son 10 yılın en iyi kotarılmış internet projesi. Öncelikle fikrin dayandığı temeli irdeleyelim ki tadına daha iyi varalım.  Her ailenin fotoğraflardan oluşan

Harici Hard Disk Hadi'nin Hazin Hikayesi

Hazin olayın başlangıç fitilini, benim gibi her beceriksizin karıştığı pek çok hazin olayda olduğu gibi biraz iyi niyetle, biraz evhamla alınmış bir fikir ateşlemişti. Eşimin babasının büyük bir tutkuyla oluşturduğu inanılmaz derecede ender filmlerin bulunduğu, yönetmenin soyadına ve ait olduğu sinemaya göre adeta bir nakış işler gibi detaylı ve ahenkli tuttuğu dijital film arşivini mutlaka başka bir external hard disk'de yedeklemeliydim. Öyle ya bu external hard disk'lere güven olmazdı, basit bir elektrik kesintisinde bile o güzelim arşiv sadece birlerden ya da sıfırlardan oluşan anlamsız manyetik bir dizine dönüşebilirdi ve bu olayın tetikleyeceği diğer yan olaylar bütün ailede uzun sürecek toplu bir depresyon ayini yaratabilirdi. Zaten elektrik kesilmese bile kayınpederim her an 70'inden sonra dadandığı torrent sitelerinden indirdiği malicious bir dosyanın kurbanı olabilir, -kaldı ki IT security'cilerin gözünde  hepimiz malicous değil miydik-, o devasa arşivi tekrar

Kraliçenin Odasına Çıplak Ayak Başı Kabak Giren Adam - Micheal Fagan

Londra'ya gidip de, hazır o kadar yolu gitmişken Buckingham Sarayı'nın devasa korkuluklarının önünde resim çektirmeden dönen çok az sayıda Türk vardır. Londra'nın göbeğinde devasa bir yeşil alan silsilesinin ortasında bulunan bu mekanın ulaşımı da pek de kolay değildir. Hyde Park Corner'dan karşıya geçip ortasından vızır vızır trafik geçen devasa parkı büyük bir sabırla yürüyüp kendinizi Kraliçenin sarayının giriş kapısına ulaştırmanız gerekir.  Bütün bu eziyete ucunda sadece o meshur binanın önünde kadrajına yedi milletten 9  ense 17 dirsek ve birbilerinden farklı açı ve diafram aralıklarında 4 farklı fotoğraf makinesi lensi kaçmış sıkış tepiş bir hatıra fotoğrafı için katlandığını daha sonra anlayacak olan yetişkin bir Türk insanının zihninde aşağıdaki duygu ve düşünceler sırasıyla cereyan eder. Bir. Dışlanmışlık hissi: Kapının sizi içeri almak için değil hem sınıfsal hem fiziksel olarak dışarıda tutmak için tasarlandığı her halinden bellidir. Özellikle i

Küçük Dertlerin İnsanının Boşa Giden Son 24 Saati

    Ne zaman trafikte bir cenaze arabasının arkasına düşsem koşturduğum hengamenin içinde rahmetliye üzülmeye vaktim olup olmadığına karar veremeden arkasında bıraktığı ertesi günün yalan olmasına üzülmeye başlarım. Yeşil arabanın arka bölümünde fonu yeşil, üzeri sırça sami harfleri ile bezenmiş beze sarılmış tabutun içinde olan merhum bir gün önce neyin peşindeydi acaba sorusu tüm benliğimi kaplar. Erkek miydi, kadın mıydı, kaç yaşındaydı, ulan yoksa bizim jenerasyondan mıydı gibi soruların omur iliğimden geçip korkudan içimi titretmesi, dikiz aynasına attığım periyodik bakış için ya da kullandığım arabanın motorundan çıkan hırıltıyı algılayıp debriyaja ya da gaza basma kararını vermem için gereken zamandan çok daha kısa bir zamanda gerçekleşir. Arada çaktırmadan ön kabinin sol tarafında oturan cenaze yakınına bakarım. İtiraf edin hepiniz için cenaze aracına arkadan yaklaşırken en sağda, karşıdan gelirken en solda oturan zat, merhumun en yakınıdır. Bu, bilinç altında hepi

Çok Dillendirilmeyen Tarihi Gerçekler Serisi - 1

Türkiye'nin 2. Dünya Savaşında Almanlara Krom İhraç Ederek Parayı Kırıp, Paçayı Kurtarma Hadisesi İkinci Dünya Savaşı sırasındaki performansımız tarih kitaplarında yeni nesillere anlatılmak için çok epik hikayeler barındırmadığından olsa gerek, resmi tarih kitaplarında çok yüzeysel işlenir. Bende lise yıllarımdan kalan naçizane bilgi, WWII sırasında ekmeğin karneyle verildiği, İnönü'nün Churchill'i bir trende ikna etmesi sayesinde savaşa girmemiş olmamızdan öte değildir. Bir de ne zaman 2. dünya savaşı ve Türkiye konusu açılırsa, bu tren hadisesinin İnönü'nün kafasındaki tilkilerin birbirlerine kuyruklarını bile değdirmeden gezebildikleri dair en büyük kanıt olduğu ısrarla biraz daha yaşlı kesim tarafından iddia edilirdi. Geçtiğimiz yıllarda nereden denk geldiğimi hatırlamadığım bir makalede okuduklarım uzun zamandır aklımı kurcalıyordu. Türkiye 2. Dünya Savaşında Alman'lara yardım etmeseydi  ne değişirdi ? Türkiye 2. Dünya Savaşında Almanlara yardım m

Mobil Haberleşmenin Önlenmeye Çalışılan Yükselişi

Türkiye cep telefonu ile ilk kez 1990'ların ilk devresinin bitmesine bir sene kalmışken tanıştı. Temsil ettiği grubun büyüklüğü nedeniyle ülkemizdeki diğer CIO'lar arasında "primus inter pares" payesini rahatlıkla verebileceğimiz meşhur bir CIO'muz fırsatını buldukça ilk cep telefonunu ülkemize geldiğini duyar duymaz koşturarak satın aldığını ancak evine gittiği zaman sinyal minyal alamadığını, uzun uğraşlar sonucu o dönemde sadece Mecidiyeköy'de cep telefonu sinyali olduğunu öğrendiğini fırsatını bulduğunda onu edilgen bir saygıyla dinleyen kalabalığa ballandıra ballandıra anlatır. 1980'lere kadar doğmuş kuşağın hepsinin bir cep telefonu ile tanışma hikayesi, bir de cep telefonu teknolojilerinin hayatlarını nasıl değiştirdiğini idrak etme tecrübesi mutlaka vardır. Rahmetli Özal'ın ülkeyi Avrupa'nın en iyi sabit telefon alt yapısına kavuşturmasının hemen sonrasına denk gelen o dönemde milletçe mobil haberleşeme ile tanışmamız dünya ile eş zama