Ana içeriğe atla

Kayıtlar

çok dillendirilmeyen tarihi gerçekler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

140 Milyon Dolarlık Dirsek Sizin Olsaydı Onu Öpebilir Miydiniz ?

Farkındaysanız yazının başlığı kendi içinde iki temel problemi içeriyor.  Birincisi, siz 140 Milyon dolarlık bir dirseğin sahibi olabilir misiniz ?  İkincisi kaç para edeceğinden bağımsız  dirseğinizi öpebilir misiniz ? Her 2 soru da size ilk bakışta deli saçması gibi gelebilir. Oysa ki bana 2 konu da uzun süredir oldukça ilginç geliyor. Öncelikle ikinci ve kolay olan sorudan başlayalım. Bir çok insan dirseğini öpemez.  Siz bu  gerçekten daha önce haberdar değilseniz ve bu yazıyı okurken bulunduğunuz ortam uygunsa çok büyük bir ihtimalle en az bir kez kendi dirseğinizi öpmeyi deneyecek, beceremeyince biraz da hile yaparak kendi dirseğinizi yalamaya bile yelteneceksiniz. Hatta bununla da yetinmeyeceksiniz daha sonra ki bir zamanda yakın çevrenizle dirseğinizi yalayabilir misin oyunu oynayıp, o sırada gaza gelip tekrar deneyeceksiniz. Merak etmeyin siz sonu hüsranla biteceği baştan belli olan bir anlık heyecanlar için kendisini yok yere küçük düşürecek tiplerden değilsiniz. Asıl

Tamamen Irrasyonel Bir Konuda Doğruyu Bulan Adam - Victor Ganz a.k.a.Maldan Anlayan Adam

Karar vermek. İngilizcesi "decide". Latince "decidere" kökünden geliyor. Biraz daha incelerseniz  "de" ve "cedeare" birleşmesinden, yani fazlalıkları kesmek, ayıklamak anlamında olduğunu görebiliyorsunuz. Etimoloji bilimi her zamanki kadimliğiyle bize karar verme sanatının aslında, gereksizleri kesip atıp kendi doğrumuzu bulma işi olduğunu ne güzel açıklıyor.    Oysaki seçim yapmak insan beyni için en zor fonksiyonlardan biri.  Bundan sebep olsa gerek insan yavrusunu kötüye karşı iyiyi, hatalıya karşı doğruyu seçebilsin diye sistematik olarak eğitmeye öğretmeye çalışıp durur ama pek beceremez. Çünkü insanlarlar mantıklı karar veremezler. Nasıl ki burnumuzun dibindeki perspektifin varlığını kavrayıp kağıda yansıtabilmemiz için onbinlerce yıl perspektifsiz resim yapmışsak, günlük hayatta verdiğimiz kararların rasyonel temellere dayanmadığını anlamamız da epey vakit almıştır. Bu konuyu araştıran davranışsal ekonomi günümüzde hala elit üniversitelerd

Kraliçenin Odasına Çıplak Ayak Başı Kabak Giren Adam - Micheal Fagan

Londra'ya gidip de, hazır o kadar yolu gitmişken Buckingham Sarayı'nın devasa korkuluklarının önünde resim çektirmeden dönen çok az sayıda Türk vardır. Londra'nın göbeğinde devasa bir yeşil alan silsilesinin ortasında bulunan bu mekanın ulaşımı da pek de kolay değildir. Hyde Park Corner'dan karşıya geçip ortasından vızır vızır trafik geçen devasa parkı büyük bir sabırla yürüyüp kendinizi Kraliçenin sarayının giriş kapısına ulaştırmanız gerekir.  Bütün bu eziyete ucunda sadece o meshur binanın önünde kadrajına yedi milletten 9  ense 17 dirsek ve birbilerinden farklı açı ve diafram aralıklarında 4 farklı fotoğraf makinesi lensi kaçmış sıkış tepiş bir hatıra fotoğrafı için katlandığını daha sonra anlayacak olan yetişkin bir Türk insanının zihninde aşağıdaki duygu ve düşünceler sırasıyla cereyan eder. Bir. Dışlanmışlık hissi: Kapının sizi içeri almak için değil hem sınıfsal hem fiziksel olarak dışarıda tutmak için tasarlandığı her halinden bellidir. Özellikle i

Boeing 727'yi Kaçırdıktan Sonra 200.000 Dolarla Paraşütle Atlayıp Sırra Kadem Basan Adam

Evet böyle biri var. Hatta hikayesi şöyle. 1971 yılının 24 Kasım günü, yani şükran günü, Portland'da kendini Dan Cooper olarak tanımlayan bir adam, Portland'dan Seatle'a gitmek için Northwest Orient hava yollarından bilet alır.  Sefere koyulan Boeing 727-100 tipi uçağın 18C numaralı kolduğuna oturur. Görgü tanıklarının beyanına göre 40 yaşlarının ortalarında, siyah yağmurluk giyen, ütülü beyaz gömleğinin üzerine kravat takmış, hatta kravatına da bir iğne iliştirmiş efendi görünümlü bir beydir. Uçak havalandıktan sonra elindeki notu hostese uzatır. Hostes kendisine asılan yeni bir çapkının telefon numarası diyerek kendisine uzatılan kağıtla ilgilenmez, bunun üzerine Cooper hostese yaklaşarak, "Nota baksanız iyi olur, üzerimde bomba var" diye fısıldar. Not büyük harflerle şu şekilde yazılmıştır "ÇANTAMDA BOMBA VAR, GEREKİRSE KULLANIRIM. YANIMDA OTURMANI İSTİYORUM. KAÇIRILDINIZ" Hostes aldığı eğitime uyarak hava korsanının istediğini

Çok Dillendirilmeyen Tarihi Gerçekler Serisi - 1

Türkiye'nin 2. Dünya Savaşında Almanlara Krom İhraç Ederek Parayı Kırıp, Paçayı Kurtarma Hadisesi İkinci Dünya Savaşı sırasındaki performansımız tarih kitaplarında yeni nesillere anlatılmak için çok epik hikayeler barındırmadığından olsa gerek, resmi tarih kitaplarında çok yüzeysel işlenir. Bende lise yıllarımdan kalan naçizane bilgi, WWII sırasında ekmeğin karneyle verildiği, İnönü'nün Churchill'i bir trende ikna etmesi sayesinde savaşa girmemiş olmamızdan öte değildir. Bir de ne zaman 2. dünya savaşı ve Türkiye konusu açılırsa, bu tren hadisesinin İnönü'nün kafasındaki tilkilerin birbirlerine kuyruklarını bile değdirmeden gezebildikleri dair en büyük kanıt olduğu ısrarla biraz daha yaşlı kesim tarafından iddia edilirdi. Geçtiğimiz yıllarda nereden denk geldiğimi hatırlamadığım bir makalede okuduklarım uzun zamandır aklımı kurcalıyordu. Türkiye 2. Dünya Savaşında Alman'lara yardım etmeseydi  ne değişirdi ? Türkiye 2. Dünya Savaşında Almanlara yardım m