Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Atasözü Atanındır

En son yayınlar

En İyi 10 Klasik Müzik Performansı ve Portakallı Tekerlemelerin Toplum Üzerindeki Konstipasyon Etkisi

İnsanların müziğe karşı olan beğenilerinin tamamen öznel bir seçim olduğunu kabul etmekle beraber, konu müzikte ustalık ve dehaya gelince tüm müzik kategorileri arasından "klasik batı müziğinin" en gelişmiş ve hayran olunacak zenginlik ve derinlikte olduğunu düşünüyorum.  Kimileri tarafından demode ya da batı hayranlığı olarak olarak nitelendirileceğini peşinen bildiğim bu tarafgirliğim, beni derinden etkileyen eserler ve performansların ruhumda bıraktığı izlerden ve bu eserleri besteleyenlere ve icra edenlere duyduğum derin hayranlıktan oluşuyor.  Sizlerle bu hayranlığımın nedenlerini örneklerle anlatmak için mutlaka izlenmesi gereken en iyi klasik müzik eserlerini ve performanslarının kısa bir listesini paylaşıyorum. Bir. Piyanonun dahi çocuğu Evgeny Kissin'in Royal Albert Hall'da  Listz'in La Campanella'sını müthiş icrasının yakın plan çekimi. Eserin sonlarına doğru insanın eline bir mendil alıp, Evgeny'nin çenesinden damlamaya başlayan terleri s

Başsağlığı Dilerken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Temel Kural

Bu sayfaya yolunuz bir şekilde düştüyse, çok büyük bir ihtimalle baş sağlığı dilemeniz gerekiyor, bu konuyla ilgili kafanız karışık ve yardıma ihtiyacınız var. Beklentinizi karşılar mı bilmem ama aşağıda bu tip durumlarda takip etmeniz gereken temel kuralları listeledim. Bir.   Sakın gaza gelip hiç bir zaman yerine getirmeyeceğiniz vaatlerde bulunmayın.   İnsanlar ne kadar yıkılmış görünseler de, cenazeleri sırasında kendilerine söylenenleri kolay kolay unutmazlar. Yoksa anı kurtarmak için insanları en zayıf oldukları anlarda kandırmaya çalışan bir hödük resmi verirsiniz. Örnek vermek gerekirse "Abi cenaze ne zaman, ona göre ben de geleceğim .." "Evladım sen hiç merak etme artık bizim çocuğumuzsun" "Akşam gelemiyorum, 40'ına kesin gelirim" gibi aslında yerine getirmeyeceğinizi bildiğiniz sırf o an için söylenmesi en kolayı olduğu için sarf edilen vaatlerden uzak durun.  İlla ki karşınızdakine kendinizden birşeyler teklif etmek istiyorsanız, o zam

140 Milyon Dolarlık Dirsek Sizin Olsaydı Onu Öpebilir Miydiniz ?

Farkındaysanız yazının başlığı kendi içinde iki temel problemi içeriyor.  Birincisi, siz 140 Milyon dolarlık bir dirseğin sahibi olabilir misiniz ?  İkincisi kaç para edeceğinden bağımsız  dirseğinizi öpebilir misiniz ? Her 2 soru da size ilk bakışta deli saçması gibi gelebilir. Oysa ki bana 2 konu da uzun süredir oldukça ilginç geliyor. Öncelikle ikinci ve kolay olan sorudan başlayalım. Bir çok insan dirseğini öpemez.  Siz bu  gerçekten daha önce haberdar değilseniz ve bu yazıyı okurken bulunduğunuz ortam uygunsa çok büyük bir ihtimalle en az bir kez kendi dirseğinizi öpmeyi deneyecek, beceremeyince biraz da hile yaparak kendi dirseğinizi yalamaya bile yelteneceksiniz. Hatta bununla da yetinmeyeceksiniz daha sonra ki bir zamanda yakın çevrenizle dirseğinizi yalayabilir misin oyunu oynayıp, o sırada gaza gelip tekrar deneyeceksiniz. Merak etmeyin siz sonu hüsranla biteceği baştan belli olan bir anlık heyecanlar için kendisini yok yere küçük düşürecek tiplerden değilsiniz. Asıl

Tamamen Irrasyonel Bir Konuda Doğruyu Bulan Adam - Victor Ganz a.k.a.Maldan Anlayan Adam

Karar vermek. İngilizcesi "decide". Latince "decidere" kökünden geliyor. Biraz daha incelerseniz  "de" ve "cedeare" birleşmesinden, yani fazlalıkları kesmek, ayıklamak anlamında olduğunu görebiliyorsunuz. Etimoloji bilimi her zamanki kadimliğiyle bize karar verme sanatının aslında, gereksizleri kesip atıp kendi doğrumuzu bulma işi olduğunu ne güzel açıklıyor.    Oysaki seçim yapmak insan beyni için en zor fonksiyonlardan biri.  Bundan sebep olsa gerek insan yavrusunu kötüye karşı iyiyi, hatalıya karşı doğruyu seçebilsin diye sistematik olarak eğitmeye öğretmeye çalışıp durur ama pek beceremez. Çünkü insanlarlar mantıklı karar veremezler. Nasıl ki burnumuzun dibindeki perspektifin varlığını kavrayıp kağıda yansıtabilmemiz için onbinlerce yıl perspektifsiz resim yapmışsak, günlük hayatta verdiğimiz kararların rasyonel temellere dayanmadığını anlamamız da epey vakit almıştır. Bu konuyu araştıran davranışsal ekonomi günümüzde hala elit üniversitelerd

Internet'in En Yüksek Duygusal Zekaya Sahip Sitesi

Kişisel meraklarımdan biri, iyi internet sitesi keşfetmektir. Yıllarını internet sektöründe  geçirmiş   bir  insan olarak da web'deki trendleri tespit etme yeteneğime de az çok güvenirim, hatta şu an toplumu yönlendiren bir çok sitenin bebeliğini bilirim dersem yalan olmaz. Internet fenomeni olmuş, Google, Yahoo, Youtube, Yandex gibi siteler hayal gücünün ötesinde alt yapılara ve teknolojiye sahiptirler. Facebook, twitter, skype ise yine devasa teknoloji ve karmaşık alt yapılarını insanlığın iletişim şeklini değiştiren devrimcilerdir aslında. Hepsine helal olsun, şapka çıkartırım karşılarında. Ancak aralarında bir tanesine denk geldim ki, yıllar boyunca daha iyi bir fikirle karşılaştığımı hatırlamıyorum. Site esasında basit bir blog'dan başka birşey değil. Ancak ardındaki fikrin duygusal zekası o kadar derin ki bence son 10 yılın en iyi kotarılmış internet projesi. Öncelikle fikrin dayandığı temeli irdeleyelim ki tadına daha iyi varalım.  Her ailenin fotoğraflardan oluşan